kavlak: kabuk ya da derisi soyulmuş, kavlamış,
kavlamak: dış kabuk ya da derinin soyulması,
kavsal: yazın harmandan samanlığa saman taşımakta kullanılan araç,
kavşamak: gevşemek, dağılmak,
kelezlenmek: perdeli, sisli, bulanık görmek,
kemlik gelmek: Fenalaşmak,
kemre: hayvan gübresi,
kesik: köyde sığırların her gün bir aile tarafından sırayla topluca otlatılması,
kılınmak: karşı gelmek,
kiler: süt ve süt ürünlerinin koyulduğu yer,
kiren: kızılcık,
kığıştı: hışırtı, sessiz bir ortamda duyulan çok hafif ses,
kocakuş: kartal, şahin, doğan,
köçün: köy evlerinde bodrum,
kömeç (gömeç): bir cins büyükçe köy ekmeği, iri somun,
kömüş: manda ( dişi ),
kösnük: çökmüş, yere oturmuş,
kösnümek: çökekalmak, çöküvermek,
kuruluk: köylerde, evlerin yanında bulunan, odun ve tarım gereçlerinin saklandığı ağaçtan yapılmış küçük bina,
kürümek: kürekle temizlemeye, toplamaya çalışmak,
küğner: göknar,
lapçın: kara lastik,
mahna bulmak: Ayıplamak, kınamak,
misir: mısır,
namazla: seccade,
nemmben: ne bileyim ben,
olluk-oluk: çeşme önünde hayvanların su içmesi için yapılan ağaçtan ya da betondan suluk,
otyolumu: haziran ayı,
patanak: ayı yavrusu,
patlanguç: ağaçtan yapılan bir çeşit oyuncak,
peşkir: havlu,
pısak: avcılıkta akşam beki,
pisliyaç: saç üzerinde yapılan ekmeği çevirmeye yarayan alet,
pörü: küçük çivi,
sacıyak: üç ayaklı, demir tencere altlığı,
sayfan: gölgelik, bostan beklemek için yapılan küçük kulübe,
sedir: tahtadan yapılan ve sadece oturmak amacıyla kullanılan oturmalık,
selevatlamak: uğurlamak,
sıracalı: pis,
siyad: köy evlerinde giriş yeri,
sofa: dam'da yere döşenen ağaç,
susa: yol boyunca,
susam: zambak,
sübek: bebeklerin altına sürülen çiş muhafaza kabı,
şaşıdu: şaşırdı,
temek: hayvan dışkılarının atıldığı pencere,
tınaz: ekinlerin tanesiyle samanının ayrılması,
tokuş: boğa güreşi,
urgan: kalın ip,
uşak: çocuk,
viyvi: hindi yavrusu,
vuyha: kuşları kovalamak için bağırma şekli,
yaba: ağaçtan yapılmış beş parmaklı tarım aleti,
yağbacan: yabani armut,
yal: kepekten yapılan sulu hayvan yiyeceği,
yaslıyaç: ekmeğin şekil verildiği tahta,
yımırta: yumurta,
yüklük: yatak, yorgan koyulan yer,
yürük: dudağı yarık olan,
zağar: av köpeği,
zahra: hayvan yemi,
zerhoş: sarhoş,
zevzek: saçma sapan konuşan, dengesiz,