Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik


Basın Bülteni Basın Bülteni


Radyo Radyo

Kaydol
E-Bülten E-Bülten

EtkinlikEtkinlik Kayıt Formu Kayıt FormuEtkinliklere kaydolmak için tıklayınız
CanlıCanlı Yayın Yayın
UlaşımUlaşım Krokisi Krokisi
SohbetSohbet Bölümü BölümüDolu dolu ve hoşça vakit geçirmek için
DavetDavet Bölümü BölümüTanıdıklarınızı çağırın sitemizi canlandırın
İletişimİletişim Formu Formuinfo@arakkoyu.com


BİR HADİS BİR HADİS

MENGEN DİLİ........ ( MENGEN ŞİVESİ )

AYDIN ÖZTÜRK

Aydın Öztürk Aydın Öztürk

5890 Hit
Gönderim Tarihi : 22.02.2011
  MENGEN DİLİ

abica: amca,

acuk: köy meydanına bakmak için açılan pencere,

acaplamak: ayıplamak,

afur: hayvan yemlerinin koyulduğu ve yem yedikleri yer,

Allah andı vermek: yemin vermek,

anadut (anazut): üçlü, çatal biçiminde bir tarım aracı,

ars: gelincik,

aşevi: mutfak,

avla: bahçenin etrafına çevrilen çit,

ayarcuk: ayakucu,

ayuğul: ayol,

azılı: erkek domuz,

baca omzu (bacalık): ocakların üstünde kibrit ve lamba koyulan bölüm,

badılcan: patlıcan,

bakanak: sığır cinsi hayvanların ayaklarının arkasındaki iki küçük tırnak,

basakbaşı: en son merdiven,

basak: merdiven,

bayınmak: gelişmek, güçlenmek,

bazak: domuz yavrusu,

berek: börek,

bestil: pestil,

bıldır: geçen, geçen sene,

beri bak: Bu yana bak,

bıza: buzağı,

bocut (boduç): bidon, su testisi,

bostan kırımı: ağustos sonu, eylül başı,

buba: baba,

buğar: çeşme,

cağlık: banyo,

cıt gadana: küçük, küçücük,

cizirgen: ısırgan otu,

cini kızmak: Sinirlenmek,

cizleme: mısır unundan ekmek,

cöğüz: ceviz,

culuk: hindi,

cüyim-nişim: hayvanlara çağırılırken kullanılan kelimeler,

çakıldak: değirmen taşı üzerinde ses çıkararak taşın döndüğünü gösteren parçalar,

çarık: hayvan derisinden yapılan ayakkabı,

çatra (çatara): çam ağacından yapılmış su kabı,

çekelez: sincap,

çekiş etmek: Kavga etmek,

çıltı: zayıfça, kara-kuru kişi,

çiçeklik: misafir odalarında süs eşyası koymak için yapılan raf,

çiten: ağaçtan örülen geniş sepet,

çokalak: kambur, sırtı eğri,

çolaklamak: görmeden eliyle bir şeyi yoklamak,

çonu ağrımak: Kalçası ağrımak,

çoşut: kısa, gelişmemiş,

çödüt: çocuk ayakkabısı,

çörten: çeşmeden akan suyu oluğa taşıyan, ortasına kanal açılmış ağaç,

çükündürük: pancar,

dalaşmak: kümes hayvanları ile kedi, köpek gibi hayvanların kavgası,

dam: hayvan barınağı,

damaksı: boyunduruğun alt kısmına takılan ağaç,

daraba: tahtadan yapılan çit,

daralmak: sıkılmak, fenalaşmak,

darlık gelmek: fenalık gelmek, içine bir sıkıntı gelmek,

demşek: şımarık,

deredamı: çamaşırlık, bir adı da akar,

dilebezek: numaradan tatlı dille konuşan, kaypak,

dingildemek: düşecekmiş gibi iki yana sallanmak,

dingilmek: bir yerden aşağı düşecekmiş gibi sarkmak,

diremeç: deste yapılan aracın adı,

diremek: destek vermek, bir şeyi destek yapmak,

diğren: iki çatallı ağaç tarım aracı,

diyze: teyze,

dombay: malak ( erkek ),

doruk: örülen çorabın burun kısmı,

döngel: muşmula,

düvensillik: boyunduruğu düvene bağlayan ağaç,

eğsiran: hamur yoğrulan kaptaki hamuru hem pazılamak, hem de biten hamur artıklarını sıyırmak için kullanılan demir alet,

eğün: köy evlerinde salona verilen isim,

elçeme: yaramaz,

elet: götür,

ellehelim: galiba,

ellek: fesat çıkaran, sözünde durmayan,

ellik: eldiven,

emecen: eskiden, bir bezin içine patates püresi ya da başka bir şey konularak çocukların ağzına verilen bir çeşit emzik,

endigün: önceki gün,

erük: erik,

etiyi git: Öteye git,

eveğün: salon,

evmek: acele etmek,

eysiran: hamur sıyıran,

fistan: kadın elbisesi,

gadım: kardeşim ( erkek için ),

gaklık: köy evlerinde balkon,

gasiyan etmek: Kusmak,

gaygana: peynirli omlet,

gayınna: kaynana,

gaynata: kayınpeder,kayınbaba

gegek: bir şeyi çekmek için kullanılan araç, otluk denilen ekin yığınlarından ekin demetlerini çekmeye yarayan, ucu kanca biçiminde uzun ağaçtan tarım aracı,

gelik: yayla evi,

gerezlemek: kapıları ve pencereleri soğuktan korumak için perdelemek,

giriş: köylerin çevresindeki otlak alanlar, mera,

gırnata: klarnet,

godak: sıpa,

göcen: tavşan yavrusu,

göğermek: morarmak, mosmor olmak,

gökçeağaç: kayın,

gökyeşil: kertenkele,

gövlez (göbez): köpek yavrusu,

gözemek: yün çorapların eskiyen yerlerinin tekrar yünle örülerek yamanması,

gözer: bir cins ekin kalburlamaya yarayan araç,

gözerlemek: ekin kalburlamak,

gufa: kova,

guslane: banyo,

guşhane:küçük tencere


güdüğüm:
kardeşim ( kız için ),

güme: yeni doğan hayvanların koyulduğu bölüm,

gün kavuşmak: güneşin batması,

güvlek: hayvanlara yiyecek hazırlanan kap,

hambar: kışlık yiyeceklerin bulunduğu yer,

hamur yazmak: Yufka açmak,

hela: tuvalet,

helke: bakraç,

hortlamaç: mayalı hamur böreği,

hortu sülük: salyangoz,

horultu: araç motor sesi,

hovlamak: ürkmek ya da korku sonucu birden atılmak,

höcüre: köy evlerinde karanlık oda,

ibirük: ibrik,

idare: tenekeden yapılan gaz lambası,

ilenmek: beddua etmek,

iliyan: leğen,

iycük: azıcık,

kavlak: kabuk ya da derisi soyulmuş, kavlamış,

kavlamak: dış kabuk ya da derinin soyulması,

kavsal: yazın harmandan samanlığa saman taşımakta kullanılan araç,

kavşamak: gevşemek, dağılmak,

kelezlenmek: perdeli, sisli, bulanık görmek,

kemlik gelmek: Fenalaşmak,

kemre: hayvan gübresi,

kesik: köyde sığırların her gün bir aile tarafından sırayla topluca otlatılması,

kılınmak: karşı gelmek,

kiler: süt ve süt ürünlerinin koyulduğu yer,

kiren: kızılcık,

kığıştı: hışırtı, sessiz bir ortamda duyulan çok hafif ses,

kocakuş: kartal, şahin, doğan,

köçün: köy evlerinde bodrum,

kömeç (gömeç): bir cins büyükçe köy ekmeği, iri somun,

kömüş: manda ( dişi ),

kösnük: çökmüş, yere oturmuş,

kösnümek: çökekalmak, çöküvermek,

kuruluk: köylerde, evlerin yanında bulunan, odun ve tarım gereçlerinin saklandığı ağaçtan yapılmış küçük bina,

kürümek: kürekle temizlemeye, toplamaya çalışmak,

küğner: göknar,

lapçın: kara lastik,
mahna bulmak: Ayıplamak, kınamak,

misir: mısır,

namazla: seccade,

nemmben: ne bileyim ben,

olluk-oluk: çeşme önünde hayvanların su içmesi için yapılan ağaçtan ya da betondan suluk,

otyolumu: haziran ayı,

patanak: ayı yavrusu,

patlanguç: ağaçtan yapılan bir çeşit oyuncak,

peşkir: havlu,

pısak: avcılıkta akşam beki,

pisliyaç: saç üzerinde yapılan ekmeği çevirmeye yarayan alet,

pörü: küçük çivi,

sacıyak: üç ayaklı, demir tencere altlığı,

sayfan: gölgelik, bostan beklemek için yapılan küçük kulübe,

sedir: tahtadan yapılan ve sadece oturmak amacıyla kullanılan oturmalık,

selevatlamak: uğurlamak,

sıracalı: pis,

siyad: köy evlerinde giriş yeri,

sofa: dam'da yere döşenen ağaç,

susa: yol boyunca,

susam: zambak,

sübek: bebeklerin altına sürülen çiş muhafaza kabı,

şaşıdu: şaşırdı,

temek: hayvan dışkılarının atıldığı pencere,

tınaz: ekinlerin tanesiyle samanının ayrılması,

tokuş: boğa güreşi,

urgan: kalın ip,

uşak: çocuk,

viyvi: hindi yavrusu,

vuyha: kuşları kovalamak için bağırma şekli,

yaba: ağaçtan yapılmış beş parmaklı tarım aleti,

yağbacan: yabani armut,

yal: kepekten yapılan sulu hayvan yiyeceği,

yaslıyaç: ekmeğin şekil verildiği tahta,

yımırta: yumurta,

yüklük: yatak, yorgan koyulan yer,

yürük: dudağı yarık olan,

zağar: av köpeği,

zahra: hayvan yemi,

zerhoş: sarhoş,

zevzek: saçma sapan konuşan, dengesiz, 
CEVAP GÖNDERİM FORMUCEVAP GÖNDERİM FORMU
Mesajınız* :
Not : Lütfen küçük harf kullanınız.
Not : Lütfen küçük harf kullanınız.

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafından kayıt altına alınmakta olup site yöneticileri tarafından görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve başkalarını rahatsız edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi1 :0,1562

© 2010 arakkoyu.com
Arak Köyü Web Portalı http://www.arakkoyu.com

Tam Ekran